Powered By Blogger

Pazar, Temmuz 19, 2015

Ya ruhun maviyse?

Masmavi günlere...




          Mavi Huydur Bende...
 Hayat hiç mavi yerinden vurmadı..
 Çünkü ben maviyi beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım.
 Karanlığı görünür kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..
 Sürükleyendir,bitmeyendir. Mavi olarak anlatmalıyım herşeyi...
 Kaldırın başınızı gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana!
 Yaşamın ta kendisidir mavi..
 Belkide sadece bu yüzden ölmeye değil..
 Yaşamaya mahkum edilmiştir..
 Maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi ?
 Bir renk değildir mavi huydur bende..
 Ve benim yetinmezliğimdir..
 Ve herkesin yetinmezliğidir belki..
 Denecektir ki bir süre ve denenecektir..
 Bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki?
 Gönül gözü görendedir,derinler mavidir..."
 ''Edip Cansever''


 





Deniz olmak isterdim sanırım...
Üzüldüğümde üzülür,sevindiğimde sevinir.
Dalgalarımı köpük köpük yapıp çocukları sevindirirdim.
Özüm sözüm hep bir olurdu.
Yeri gelir yeşil,yeri gelir lacivert,yeri gelir beyaz ve mavi olurdum.
İstediğimde saydam bile olurdum.
Balıkçıları ödüllendirirdim.
Islak sabahlarda ağlarıma veriverirdim içimden bereketi...
Saçlarım yosundan olurdu,kolyem denizanalarından...
Bir keşfe çıkmak isterdim belki de...
Mavinin her tonunu...
Bulutların şekillerini...
Dalgaların sesini...
     Birden fazla dünya olduğunu hissettiğiniz ya da düşündüğünüz oluyor mu hiç?
     Size de bazen sanki her sabah uyandığınızda bildik bir dünya ve onun sağında ya da solunda,
     bir türlü ulaşamadığınız,içinde bir türlü tarif edemeyeceğiniz veya tam olarak        tanımlayamayacağınız ilginç şeyler yaşanan  -kimisi harika,kimisi ürkütücü-  başka bir dünya varmış gibi geliyor mu?
    Siz de gökyüzüne baktığınızda bulutları bir hayvana ya da bir nesneye benzetir misiniz?
    Evet ise.. O zaman yalnız değilsiniz...






Sevmek için çıkıyorum sokağa..
Ya da sevmek için kaldırıyorum başımı gökyüzüne..
 Sevmek için seyrediyorum maviyi..
Mavinin en güzel tonlarını keşfetmek için...
Gözümün gördüğü,
Kalbimin dokunduğu her mavide biraz özgür biraz sonsuz ve biraz da huzurluyum.
Ve her mavide daha çok seviyorum 'kendimi'...

Terk edilmiş kumsalları düşünerek iniyorum sahillere.
Üzülerek...
Mavi terk edilebilir mi diye düşünüyorum bir an?
Hemen susuyorum,maviye ihanet etmişcesine...
Özgürlük terk edilebilir mi?
Sonsuzluğun huzuru?
ya da
Huzurun sonsuzluğu?

Kıyısında bir denizin,dertleşircesine oturdunuz mu saatlerce?
Ansızın susan dalgalardan dinlediniz mi hiç rüzgarın fısıldadıklarını?
Henüz batmamış ama batmak için sabırsızlanan güneşin huzuruna şahit oldunuz mu?
Bi'oturun bakalım.
Neler anlatacaksınız ya da neler dinleyeceksiniz?
Bi'şahit olun bakalım.
Nasıl bir şölen verecek güneş size?

Yüreğimin en derinlerinde bir tutku mavi!
Kendimi her tonunda daha özgür hissettiğim bir tutku.
Her arayışım başka bir sonsuzluk.
Her bulduğumda başka bir huzur.

Dilerim;
Bir şarkının arkasında yaşayan,
Yağmurun gücüne inanan,
Kuralsız,kurgusuz olan,
Bazen ürküten,bazen dinlendiren,
Kimseye anlatamadıklarınızı dinleyen,
Bir deniz... Bir gökyüzü...
Bulabilir,o keyfi yaşabilirsiniz...

Mavinin ruhuna konuk olabilmeniz dileğimle...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder