Masmavi günlere...
Mavi Huydur
Bende...
Hayat hiç mavi
yerinden vurmadı..
Çünkü ben maviyi
beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım.
Karanlığı görünür
kılan bir renktir mavi,öyle bilirim..
Sürükleyendir,bitmeyendir. Mavi olarak
anlatmalıyım herşeyi...
Kaldırın başınızı
gökyüzüne,görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana!
Yaşamın ta kendisidir
mavi..
Belkide sadece bu
yüzden ölmeye değil..
Yaşamaya mahkum
edilmiştir..
Maviyi soruyordun,
gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi ?
Bir renk değildir mavi
huydur bende..
Ve benim
yetinmezliğimdir..
Ve herkesin
yetinmezliğidir belki..
Denecektir ki bir
süre ve denenecektir..
Bir akşamüstünü
düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki?
Gönül gözü
görendedir,derinler mavidir..."
''Edip Cansever''
Deniz olmak isterdim sanırım...
Üzüldüğümde üzülür,sevindiğimde sevinir.
Dalgalarımı köpük köpük yapıp çocukları sevindirirdim.
Özüm sözüm hep bir olurdu.
Yeri gelir yeşil,yeri gelir lacivert,yeri gelir beyaz ve
mavi olurdum.
İstediğimde saydam bile olurdum.
Balıkçıları ödüllendirirdim.
Islak sabahlarda ağlarıma veriverirdim içimden bereketi...
Saçlarım yosundan olurdu,kolyem denizanalarından...
Bir keşfe çıkmak isterdim belki de...
Mavinin her tonunu...
Bulutların şekillerini...
Dalgaların sesini...
Birden fazla
dünya olduğunu hissettiğiniz ya da düşündüğünüz oluyor mu hiç?
Size de bazen
sanki her sabah uyandığınızda bildik bir dünya ve onun sağında ya da solunda,
bir türlü
ulaşamadığınız,içinde bir türlü tarif edemeyeceğiniz veya tam olarak tanımlayamayacağınız ilginç şeyler yaşanan
-kimisi harika,kimisi ürkütücü-
başka bir dünya varmış gibi geliyor mu?
Siz de gökyüzüne
baktığınızda bulutları bir hayvana ya da bir nesneye benzetir misiniz?
Evet ise.. O zaman
yalnız değilsiniz...
Sevmek için çıkıyorum sokağa..
Ya da sevmek için kaldırıyorum başımı gökyüzüne..
Sevmek için
seyrediyorum maviyi..
Mavinin en güzel tonlarını keşfetmek için...
Gözümün gördüğü,
Kalbimin dokunduğu her mavide biraz özgür biraz sonsuz ve
biraz da huzurluyum.
Ve her mavide daha çok seviyorum 'kendimi'...
Terk edilmiş kumsalları düşünerek iniyorum sahillere.
Üzülerek...
Mavi terk edilebilir mi diye düşünüyorum bir an?
Hemen susuyorum,maviye ihanet etmişcesine...
Özgürlük terk edilebilir mi?
Sonsuzluğun huzuru?
ya da
Huzurun sonsuzluğu?
Kıyısında bir denizin,dertleşircesine oturdunuz mu
saatlerce?
Ansızın susan dalgalardan dinlediniz mi hiç rüzgarın
fısıldadıklarını?
Henüz batmamış ama batmak için sabırsızlanan güneşin
huzuruna şahit oldunuz mu?
Bi'oturun bakalım.
Neler anlatacaksınız ya da neler dinleyeceksiniz?
Bi'şahit olun bakalım.
Nasıl bir şölen verecek güneş size?
Yüreğimin en derinlerinde bir tutku mavi!
Kendimi her tonunda daha özgür hissettiğim bir tutku.
Her arayışım başka bir sonsuzluk.
Her bulduğumda başka bir huzur.
Dilerim;
Bir şarkının arkasında yaşayan,
Yağmurun gücüne inanan,
Kuralsız,kurgusuz olan,
Bazen ürküten,bazen dinlendiren,
Kimseye anlatamadıklarınızı dinleyen,
Bir deniz... Bir gökyüzü...
Bulabilir,o keyfi yaşabilirsiniz...
Mavinin ruhuna
konuk olabilmeniz dileğimle...