Powered By Blogger

Cuma, Aralık 11, 2015

YOLCULUK

Yola çıkın ve hep yolda kalın...


Yazmak unutmaktır derler, inanmam. 

Yazmak hatırlamaktır, öyle bilirim.

Yazmak gülümsemektir, hatırladıkça...

Ağlamaktır, belki de...

Özlemektir, sevmektir, değer vermektir...

 

Yazmak bir yolculuktur. 

Ve yolculuk, yolcunun ta kendisidir. 

 

Bir yolculuk hayal edin. 

Her şeyiyle sizin yön vereceğiniz bir yolculuk. Özgürsünüz.

Dilediğinizi yazacağınız, dilediğinizi sileceğiniz...

Gönlünüzden geçen yerlere gidebileceğiniz, istemediğiniz yerlerden ayrılabileceğiniz...

Size özel, size ait dünyayı bulabileceğiniz bir yolculuk!

 

İlmek ilmek işleyeceksiniz,

Ve adım adım keşfedeceksiniz kendinizi...

 

Önce bilmediğiniz yerlere çıkacak yollarınız, karıştıracaksınız kalbinizin sokaklarını ve kaybolacaksınız kendi içinizde...

Titreyeceksiniz bi', hafiften korkacaksınız belki...

Sonra alışacaksınız ve bambaşka hikayelerle var edeceksiniz bu yolculuğu...

Elbet ki sora sora bulacaksınız doğru yolları...


Fakat bu yolculuk bildiklerinize pek benzemiyor.

Öyle valizler, eşyalar, haritalar yok yani.

 

Öncelikle bir kağıt ve bir kalem işinizi görebilir. 

Yolculuğu başlatacaksınız ve devamı gelecek...

Sonrasında rengarenk kağıtlar, kalemler, defterler olacak... 

Derken, uçsuz bucaksız kelime deryasına girdiğinizde fark edeceksiniz eksiklerinizi, yanlışlarınızı, hatalarınızı...

Yazarak çıktığınız yolunuza okuyarak devam edeceksiniz bir süre...

Bir bakacaksınız ki ikisi birlik olmuş, ruhunuzu iyileştiriyor size çaktırmadan...

 

Kendinizde hiç bilmediğiniz şeyler keşfedecek, yepyeni huylarınızı göreceksiniz.

Belki de edemediğiniz itiraflar edeceksiniz kendinize... 

Kim bilebilir?

Sadece siz bileceksiniz. Siz hesaplayacaksınız. Siz karar vereceksiniz. 

Bir yapboz gibi yapa boza bulacaksınız doğruları...


''Hem sıkılırsanız dönmesi çok kolay bir yolculuk bu ama eminim ki dönmek istemeyeceksiniz.''

 

Ve zamanla, yolculuk diye çıktığınız 'keşfiniz' sizin dünyanız olacak.

Eskilerden almak istediklerinizi alacak, geride kalanlarla vedalaşacak, anılarınızı anı kutularınıza özenle yerleştirecek ve yepyeni kutularla  huzurla yürüyeceksiniz bu yolda...

 

Nasıl olacak diyorsanız;

Vallahi 'bir adım' atmak yetiyor. 

'Bir Adım' 

Emin olun, devamı geliyor ve iyileştiriyor...


Nasıl bu kadar eminsin diyorsanız;

Yakinen şahit olduğum tek ama etkili bir örneğim var.

Kendim.

Kendimden biliyorum. 


''Yola çıkmak için bir adım atacaksınız.

  Yolda kalabilmek için bir ömür vereceksiniz.'' 


Ama her adımda hem bir sonrakini heyecanla atmak isteyeceksiniz hem de geriye huzurla bakabileceksiniz.

Ve bir ömrün sonunda sizden kalan kağıtlar, kalemler, defterler en güzel imzalarınız olacak bu hayata.


İnanıyorum, yapabilirsiniz!


''Eğer hayallerini ve hikayelerini hep kapalı kutuda tutarsan,inan ki o kutunun havası yetmez kelimelerine. Harf özgürlük sever. Harf sonsuzluk sever.  Kapılar,pencereler açık olsun ister. Püfür püfür essin yel. İnan ki havasız kalır ilham perisi kapatıldığı yerde.'' diye okumuştum bir yerde... 

O yüzden demem o ki, 'bir adım' atın ve yürüyün gidin. 

Çıkacağınız bu yolda kelimelerinize hayat verecek özgürlüğü ve sonsuzluğu bulabilmenizi dilerim...