Bir de seyre dalacak manzara...
Kendimi bildim bileli,bulunduğum yerde değil,başka bir
yerdeydim ve yaşadığım zamanda değil,başka bir zamandaydım.
Bu hep böyle.
Sanki hayatım boyunca kalabalık bir havaalanında elimde
bavulumla oturuyorum. Birileri geliyor,birileri gidiyor. Herkes nereye ait
olduğu, nereye gideceğini biliyor. Hatta saat kaçta gideceğini,onu kimin
karşılayacağını…
Bense bir türlü nereye gideceğimi,nereye gitmek istediğimi
bulamıyorum.
Evet,elimde bavulumla oturuyorum.Sürekli açılan sonra
yeniden toplanan bir bavul. Ama insan yalnızca giysilerini koymuyor onun içine
bir yerden ayrılırken… Bütün o zamanların içinde birikmiş duyguları
,hüzünleri,mutlulukları,acıları,yıpranmışlığı,anıları ve her seferinde kendi
kendine sorduğu ama cevabını pek bulamadığı bir sürü soruyu da doldurup
gidiyor.
Kimbilir, belki de gerçekten gizemli olan bir şey
var,hepimiz için ayrı yazılmış,şifreli bir yazı gibi,ne yaparsak yapalım bizi
yine o kurguya çeken,kendi verdiğimiz kararları,hayatı,yaşanmışlıkları
sorgulatan..
Bulanlardan mısınız,yoksa arayanlardan mı?
Bilenlerden
misiniz,yoksa öğrenenlerden mi?
Katı mı
zihninizin halleri, yoksa sıvı mı?
Daim öğretmen misiniz
şu hayatta yoksa daim öğrenci mi?
Öğretmeyi mi
seviyorsunuz,öğrenmeyi mi?
Doksan yaşınıza geldiğinizde de yeni bir şeyler öğrenmekten heyecan duyabilir misiniz,yoksa ununuzu eleyip eleğinizi duvara asar mısınız?
Doksan yaşınıza geldiğinizde de yeni bir şeyler öğrenmekten heyecan duyabilir misiniz,yoksa ununuzu eleyip eleğinizi duvara asar mısınız?
Vaktinden evvel
yaşlananalardan mısınız yoksa asla yaşlanmamak için uğraşanlardan mı?
Ya da
yaşını doğallıkla taşıyanlardan mı?
Varmayı mı tercih
ediyorsunuz gitmeyi mi?
Sahip olmayı mı
seviyorsunuz yoksa var olmayı mı?
Bir yere ulaşmadan, ulaşmayı dahi amaçlamadan, sırf gidebilmenin güzelliği için yollara düşebilir misiniz?
Bir yere ulaşmadan, ulaşmayı dahi amaçlamadan, sırf gidebilmenin güzelliği için yollara düşebilir misiniz?
İlla ki bir paye, bir derece, bir rütbe ya da zaferler için değil hatta bir 'şey' olmak için bile
değil…
Yaşamı sırf
yaşanılası olduğu için baldan ala sudan aziz bir iksir gibi yudum yudum
içebilir misiniz?
Sevebilir misiniz?
Karşılıksız ,beklentisiz, hesapsız, çıkarsız, özgür bırakarak...
Sırf bir
başkasının mutluluğunu isteyerek..
Bu bir sorgulamak mevsimi...
Her mevsim gibi geçecektir elbet.