Powered By Blogger

Perşembe, Mayıs 19, 2016

Siyah & Beyaz



Merak ediyorlar:
Benim siyah & beyaz hikayemde ilk an yok.
Hani 'doğuştan' denilir ya, öyle işte.
Canımdan, babamdan geliyor.
O’nun heyecanına ve sevincine ortak çıktık önce…
Devraldık sonra, devam ettiriyoruz şimdi elimizden geldiğince…
  

Mesela ben çocukken maçları babam izlerdi, ben de evde onun gelmesini beklerdim.
O gelene kadar televizyondan skoru öğrenirdim.
Sonra da beraber maçların özetlerini izlerdik.
Beraber sevinir ya da kızardık.
Ben bir sürü şey sorardım, o da bıkmadan cevaplardı...
''Eee ne olacak bu Beşiktaş'ın hali?
 Ooo çok iyi gidiyoruz!
 Haftaya şöyle olur, şimdi puan böyle oldu...''
En güzel haftasonu ritüelimizdi.
Ya da maçı televizyon veriyorsa…
Anlatamayacağım kadar güzel anılar onlar.
Yazılmayacak kadar özel ve büyülü…
Öyle kalsınlar mı?

Ama şimdiyse  ben istediğim bütün maçları izleyebiliyorum.
Beklemek yok.
Özet yok.
Yorum yok.
Beraber o kısacık anların heyecanı yok...
Çünkü O yok...

Ama ben formamla,atkımla beraber çocukluğumu da alıyorum yanıma maçları izlerken…
Tüm anılarımı, çocukluk heyecanlarımı…
O'nu ve o'nlu günleri unutmamak için…
Öyle izliyorum maçları.

Hiç unutmuyorum...
Sakarya Süper Lig'de.
Babam söz verdi.
Beşiktaş Sakarya’ya geldiğinde mutlaka izleyeceğiz...
Heyecan büyük!
Ama olmadı.
O dönem hastanedeydi.
''Kısmet değilmiş, sonra gideriz, sen iyileş mutlaka gideriz, gideriz...'' diye diye çok dua ettim.
Çok tekrar ettim...
Zaman geçti, hiç denk düşmedi.
Sonra babam gitti...
Ve anladım ki büyük heyecanlar büyük hüsranla biterse hafızan siliyor bir süre o güzel anıları…
Bende de oldu… Bir dönem unuttum Beşiktaş'ı...
İzlemedim, takip etmedim...
Çocukluğum elimden alınmış gibiydi.
Oyuncaklarım kaybolmutu sanki.
En güzel anıların biriktiği, en coşkulu heyecanların yaşandığı anlar silindi.
Hatırlamak epey zaman aldı…
Zamanla... Yavaş yavaş...
Geri geldiğindeyse çoğalarak bugünlere geldi…
Sorumluluk büyüktü, çünkü bu görev iki kişilikti artık…

Sonra mı?
Bir hayal gerçek oldu…
Abim, babamın yarım kalan sözünü bilmeden tamamladı...
Çocukluğuma götürdü beni...
Kaybolan oyuncakları bulduk.
Silinen anıları en sağlam şekilde yerine koyduk.
Bir daha unutmamak için söz vermiştik sanki…
Stadın yıkılmadan önceki son maçındaydık.
Öyle kazıdım ki o günü, kolay kolay unutamam.
Öyle heyecanlandım ki, kelimelerle anlatamam.
Tek diyeceğim, stada girip gözümü ilk açtığım anda gözümden bir yaş geldi...
Babamdı... Hissettim...
Ötesi yok…
Anladınız beni!

Murathan Mungan demiş ki;
''Bazen ona bir şeyler yazarsın, yazar silersin. O hiçbirini okumamış olur ama sen hepsini söylemiş olursun.''

Ben hepsini olmasa da bir kısmını yazdım, tüm çocukluk heyecanımla...
Ve sende hissettin biliyorum!
Ve yazarken kalbimde tekrar tekrar yaşadım o günleri…
Tüm iyi ki'lerime Beşiktaş'ı da ekledin babacım,bil...
Sen beni hissettirmeden hazırladın yokluğuna, ardında Beşiktaş'ı emanet bıraktın.
Siyah & beyazıyla...
Hayatın renkleriyle donanmış bir takım…
Takımdan öte, kelimelere sığmayacak bir ‘şey’ Beşiktaş…

Beyaz; umut, hayal ,sevgi ,güç... Daha nicesi...
Siyah; özlem, zor ,can yakan... Ve fazlası...
Ve ikisi birlikte hayat!
Kalplerinizde bir Beşiktaş var,bilesiniz…
Hayatın ta kendisi var…
Sizinde kalplerinizdeki şampiyonluk kutlu olsun!

Şampiyonluk, gönlümün en güzel taraftarına 'babama' gitsin...
O sene bu sene!



 




 






                                                                   

1 yorum: